Tekirdağ Rakısı
İçkinin anavatanı olarak tanımlayacağımız bir yer varsa orası kesinlikle Tekirdağ'dır. Dilerseniz ilk önce Tekirdağ Rakısı'nın nasıl efsane olduğundan bahsedelim.
Bu tadı seven herkes; Sene 1967 Tekirdağ'da Türkiye'nin ilk rakı fabrikasında, Türk Rakısı'nı mükemmel hale getirmek için gecesini gündüzüne katan Avni Bey ve çalışma arkadaşlarına koca bir teşekkür borçludur. O dönemde rakı şimdiki gibi değildi, her şişede standart bir tat yakalamak imkansızdı. Her fabrikanın bulunduğu yörenin mahsulüne göre rakının kaliteside
değişirdi. Bu sırada Tekirdağ Rakı Fabrikası Müdürü Avni Bey ve rakı üstatlarından oluşan ekibi mükemmel rakı formülünü bulmaya gönül vermişlerdi. Gece gündüz çalıştılar.Ve en sonunda rakıyı kimsenin yapamadığı gibi %100 yaş üzümden yapmaya karar verdiler. Taptaze tekirdağ üzümlerinin suyu çıkarıldı, mis gibi anasonlar katıldı, koca koca imbiklerde bekletildi. İmbiğin göbeğinden en lezzetli yeri alındı.Sonuç; mükemmel, yumuşacık bir tat! Bu nevi şahsına münhasır rakı hemen piyasaya çıkarıldı. Tüm Türkiye'ye dağıtımı başlatıldı. Tekel bayiler, meyhaneler, bakkallar, marketler... Tekirdağ Rakısı'nı tadan herkes farkı hemen anladı. Rakı Tekirdağ'daki fabrikadan çıkmışsa o rakı, rakıydı artık. Uzak illerden farklı şehirlerden yolunun üstü olmamasına rağmen insanlar Tekirdağ Rakısı'nı almak için yollarını uzatırlardı. Tekel bayiileri camlarına afişler asarlardı.
"Muhteşem Tekirdağ Rakısı gelmiştir."
Kısa sürede Tekirdağ Rakısı öyle efsane oldu ki, Tekirdağ ili de bu efsanenin bir parçası oldu.
Tekirdağ Rakısı şuradan alınır gibi bir tavsiye yersiz olur tabi. Çünkü Türkiye'nin her yerinde dilediğiniz Tekirdağ Rakısı serisine ulaşabilirsiniz. Fakat size bir kaç mekan önerebilirim. İlk olarak nam-ı değer Mahmut'un Yeri olarak bilinen Akkaya Lokantası rakı içmek istiyorsanız tercih edeceğiniz ilk mekan olmalı. Akkaya Lokantası. Açık havada Tekirdağ Rakısı'nın eşsiz lezzetine doyabilirsiniz. Bu arada Akkaya Lokantası yani Mahmut'un Yeri Şarköy'de.
Önerebileceğim bir diğer mekan ise İskele Rum Meyhanesi balık ve rakının eşsiz uyumuna burada şahit olurken denizin esintisi size eşlik edebilir. Hele birde masada sevdiğiniz insanlar varsa çok keyif alacağınız bir gece sizleri bekliyor demektir. İskele Rum Meyhanesi ise Süleymanpaşa ilçesinde.
Son olarak sizlerle paylaşmak istediğim Aydın Boysan tarafından yazılan "Rakı Masasının Adabı" belki ilginizi çeker :)
'Rakıyı güneş battıktan sonra, yavaş yavaş ve muhabbet eşliğinde içmeli.
Rakıdan küçük küçük yudumlar alınır.
Bülent ersoy öyle içiyor diye bir dikişte bir duble rakıyı içmek makbul değildir.
Buz gibi şişeden bardağa çevire çevire dökülür ve o nefis kokunun daha fazla yayılması sağlanır.
Bardağa konulan rakının yarısı kadar su konması makbuldür.
İlk yudumu aldıktan sonra ağızda bekletip, dişlerin arasından derin bir nefes alınır ki akciğerler de nasibini alsın.
Masada yaşça en büyük kişi rakı kadehini tokuşturmak için kaldırmadan rakı kadehleri masadan kalkmaz.
Rakı sofrasında planlı, programlı ciddi işler konuşulmaz.
Geyik muhabbeti yapılır, memleket kurtarılır, anılar tazelenir, dedikodu yapılır.
Sigara küllüğüne zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu konmaz.
İçilen kahve fincanında, tabağında sigara söndürülmez.
Rakı kadehine önce rakı, sonra su, daha sonra da (konmasa daha iyi olur ama) buz konur.
Bu sırayı bozarsanız, anason kadehin üzerine çıkar, rakının hem tadı hem keyfi kaçar...
Rakıya buz koymak neden yanlıştır;
Buz rakının içindeki suyla alkolü aynı oranda etkilemediği için daha seyrek olan alkol üste çıkar.
İdeal karışım bozulmuş olur.
En uygunu rakıya soğuk su koymaktır.
İçmeye başlamadan önce aperatif bir şeyler yenmelidir.
Favori zeytinyağlılardır.
Zeytinyağı, mide dolmaya başladıkça üste çıkarak, alkolün genzinize doğru gelmesini engeller.
Rakı sofrasında kadeh yalnızca bir defa tokuşturulur.
Hadi bakalım hoş geldiniz vs. falan diye.
Bundan sonra kadeh tokuşturulmaz sadece kaldırılır.
Masaya yeni birisi eklendiğinde ise tekrar kadeh tokuşturulabilir.
Rakı şalgam suyuyla içilmez!
Mezesiz de rakı içilmez.
Ben akşamcıyım, öyle bir kadehlik keyfim var diyorsanız gidin bira filan için.
Şişe numarasının önemi yoktur.
Zira ilk damıtılan rakı, 01 numaraya denk gelmez.
Rakı masasına avuç içiyle ya da yumrukla vurulmaz.
Bağıra çağıra, böğüre öğüre konuşulmaz...
Sakin olmak, efendi takılmak gerekir...
Önce kendine gel, sonra meyhaneye,
Kalender ol da gir kalenderhaneye,
Bu yol kendini yenmişlerin yoludur,
Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye...
Rakı bardağı boş beklemez...
Evet masadan kalkarken bile dibinde biraz bırakılır.
Usul, adap bilen en genç kişinin saki(*farsça; kadeh sunan) olması adettendir,
Büyüklere (ki büyüklük kavramı orada anlam bulur) sakilik yaptırılmaz...
Ev sahibi olsa bile.
Şişede kalan son rakı damlasına kadar eşit paylaştırılır,
Daha da içmek isteniyorsa bu paylaştırma ritüeline girilmeden yenisi sipariş edilir.
Rakı sizi ne zaman sarhoş edeceğini zamanında söyleyen bir içkidir,
Bunu fark ettiğiniz zaman yanınızdakilere söylemeli, ya da izin isteyip kalkıp gitmelisiniz,
Ama eğer sizin kalkmanız masayı dağıtacaksa ölseniz bile orayı terk etmeyin.
Çünkü rakı masasından tuvalete gitmek için bile zar zor kalkılır, hoş karşılanmaz...
Rakı masasında bira, şarap gibi başka alkollü içecekler (masada kibar hanımefendiler olsa dahi) olmaz.
Her nevi ızgara balık (lüfer, çupra, levrek, istrongilos) uğurlu yemeği,
Hususi nihavent ve rast makamından sanat musikisi eserleri uğurlu nağmesi,
Akordeon, keman ve ud uğurlu çalgısı olan rakının, uğurlu cl'si 70'dir.
Rakı yalnız başına içilen bir içki değil, meze ile birlikte yavaş (sindire sindire) içilen bir içkidir.
Mide ve beyne belirli bir etki yaptıktan sonra insan keyiflenir ve güzel sohbetlere yönelir.
Yani hem anlatır hem dinler...
Böylece rakı sofrası en az iki kişinin katıldığı toplu bir eylem,
Karşılıklı konuşmalara dayandığı için demokratik bir forum,
Evrensel ve kişisel sorunların ortaya getirildiği, fikir alıp verilen,
İnsanın kendisi ile yüksek sesle düşünerek hesaplaştığı bir tür psikolojik grup terapisi olmaktadır.
Unutulmamalıdır ki rakı sofrası saygın bir cemiyettir...
Buraya katılan hem bu meclise kabul edildiği için saygı gören bir kişiliğe sahip demektir
Hem de diğerlerine karşı aynı saygıyı göstermek zorundadır.
Herhangi bir marka rakı içilirken başka bir markayı övmemek önemlidir,
Aksi yapıldığında, o an yudumlanan nimete hakarette bulunulmaktadır, yanlıştır.
En büyük mezesi muhabbettir.
Muhabbet konusu 'bi' kız vardı, 5 yıl sevdim, yüzüme bile bakmadı' gibi duygusal ağırlıklı olabileceği gibi,
'bu güneş niye hep doğudan doğuyor, batıdan batıyor?' gibi yarı-felsefi konular da olabilir.
Tam yağlı koyun peynirinin üzerine kırmızı toz biberle renklendirilmiş sarımsaklı zeytinyağı süslemesi...
Turşu gibi ekşi mezelerde yine rakının kendine has tatlı nefasetini(*nefis, güzel...) dengeler,
Damarlarınızı büzer, anasonla dost olur...
- Neymiş?
- Rakı içmek sanattır...
AYDIN BOYSAN